English
KONURALP’E
Nasıl Gidilir?
KONURALP’TE
Ne Yenir?
KONURALP’TE
Nerede Kalınır?
KONURALP’TE
Ne Yapılır?
KONURALP’TE
Ne Alınır?

Tarih Turizmi

KONURALP’İN MİHENK TAŞLARI’ndan...


PRUSİAS ANTİK KENTİNİN DOKUSU
Prusias, bilimsel araştırma yapmak isteyenlerin ve seyyahların uğrak yeri olmuş antik kentlerden biri. Bu araştırma ve incelemeleri konu alan kaynaklarda Prusias’daki antik yapı kalıntıları ve şehrin planı konusunda maalesef yeterli bilgi bulunmuyor. Çeşitli kaynaklara göre ve topoğrafik yapısı ile bilinen bazı plan özellikleri nedeniyle buranın bir yamaçtan ve bir aşağı şehirden oluştuğu söylenebilir. Tipik bir Helen kentinde yer alan tiyatro, gymnasium ve agora ise arkeolojik buluntular ve yazıtlar gösteriyor ki Prusias Antik Kentinde de yer alıyor.

ANTİK TİYATRO
Konuralp’deki Antik Tiyatro, kentin en iyi korunmuş anıtsal yapısı olarak bir dağın eteklerinde kurulu olan bu tarihi yerleşim yerinin üst teraslarında, güneydeki Düzce Ovası’na hakim vaziyette bir yamaca dayanıyor. Tiyatronun konumu, seyircileri hava akımından koruyacak şekilde güneye, güneşe ve ışığa göre yapılmış.

Çift diazomalı (oturma basamaklarının arkasındaki yürüyüş yolu) üç cavealı (oturma basamakları) olduğu düşünülen tiyatro, cavealara açılan iki adet simetrik tonozlu girişe sahip. geçiş dönemi özellikleri gösteren bu tiyatro, Helenistik örneklere göre daha zarif ve zengin bir görünüm sergiler. Yapı malzemesi olarak monolit mermer kullanılan tiyatronun cavea kısmı Geç Helenistik Döneme uzanıyor. Sahne bölümünde yer alan yazıtlı bloğun Prof. Dr. Mustafa Adak tarafından okunup aktarıldığına göre sahne binası inşasının M.S. 130 yılında tamamlandığı biliniyor. Aynı yazıttan, bu tiyatronun dönemin Roma İmparatoru Hadrianus’a adandığı anlaşılıyor.

Sahnenin dış yüzünde iki kemerli pencere ve bir kemerli kapı, sağlam bir şekilde duruyor. 2013 yılından itibaren Konuralp Müzesi ile Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, kazı çalışmalarını sürdürüyor.

KONURALP MÜZESİ
Antik Roma kenti olan “Prusias Ad Hypium” üzerine kurulu olan Konuralp’de, antik döneme ait eserlerin korunmasını sağlamak ve sergilemek amacıyla yapımına başlanan Konuralp Müzesi, 1993 yılında ziyarete açıldı.

Konuralp Müzesi’nde 1825 adet arkeolojik 456 adet etnografik ve 3837 adet sikke olmak üzere, toplam 6118 adet eser bulunuyor. Bu eserler müze bahçesi, arkeoloji, etnografya ve taş eserler salonları ile sikke bölümünde sergileniyor. Müze bahçesinde, tamamı Konuralp’te çıkarılan ve Roma Dönemine ait mimari parçalar, mezar stelleri, lahit, sütun ve sütun başlıkları bulunuyor. “Arkeoloji Salonu”ndaki eserler ise Neolitik, Eski Tunç, Helenistik ve Roma dönemlerine ait. Bunlar arasında pişmiş toprak, bronz ve cam eserlerin değişik fonksiyon ve türdeki örnekleri yer alıyor. Aynı salonda Konuralp yakınlarındaki Çavuşlar Köyü’nde ele geçirilen mezar buluntuları da görülebilir.

Müzenin Etnografya Salonu’nda yakın geçmişimize ait 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı dönemine ait kıyafet, ev eşyası ve silahlardan oluşan eserler sergileniyor.

Taş Eserler Salonu’nda ise Prusias kentine ait olan ve Konuralp’te çıkarılmış mermerden çeşitli heykel ve mimari parçalar bulunuyor.

Sikke Bölümü’nde de Grek şehirleri, Roma imparatorları ve Osmanlı padişahlarına ait altın, gümüş ve bronz sikkeler, kronolojik olarak sergileniyor.

Tyche Heykeli
Bu eser, 1931 Yılında Düzce ili Konuralp Beldesinde yapılan kazılarda çıkarıldı. İstanbul Arkeoloji Müzesine götürülen ve orada teşhir edilen Tyche Heykeli, Konuralp Müzesinin en değerli eserlerinden biri. İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Bölge ve Laboratuar Müdürlüğü tarafından bir kopyası yapılarak, Müzeler Günü kapsamında, Konuralp Müzesi Müdürlüğü Arkeolojik eserler salonunda da teşhire açılmış bulunuyor. Orijinali M.Ö. 4. yüzyıla ait olan bu eser, Roma Dönemi’nde M.S 2. yüzyılda yapılmış bir kopya.

Orpheus Mozaiği
Diğer bir kıymetli eser ise, Düzce’nin Konuralp beldesi sınırları içerisinde bulunan ve Prusias ad Hypium antik kentinin güneyinde, 1998 yılında çıkarılan, Roma Dönemine ait iki önemli taban döşemesinden Orpheus mozaiği. İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından 2012 yılında konservasyonu gerçekleştirildi ve müzenin taş eserleri salonunda teşhire hazır hale getirildi. Diğer önemli taban döşemesinden Yunan Mitolojisi kahramanı Akilleus ve annesi Thetis’e ait bir sahnenin yer aldığı taban döşemesinin bir bölümünün de konservasyonu tamamlandı ve aynı salonda diğer mozaikle birlikte sergileniyor.

Müze Bahçesi
Müze bahçesinde, Konuralp (Prusias ad Hypium) antik kentinde gün ışığına çıkan, büyük mimari parçalar, sütunlar, bomoslar (adat yazıtları), ostothekler (ölü küllerinin konduğu küçük taş lahitler), şehir yasası yazıtları, pithoslar (büyük depolama kapları), mezar stelleri (mezar taşları) sergileniyor.

Kentin doğusunda bulunmuş, diş sırası, rozet ve kasetlerle süslü mimari bloklar ve M.S. 2. yüzyıla ait, bir yüzü Gorgo (Mitolojik yaratık), diğer yüzü bitki motifleriyle işlenmiş kompozit (karışık) tarzda sütun başlıkları, Konuralp’in (Prusias ad Hypium) zengin tarihine işaret eder. Müze bahçesindeki eserlerin en görkemlilerinden biri de mermerden yapılmış M.S. 1. yüzyıla tarihlenen büyük lahit. Bu lahit, Konuralp’in batısında nekropolün (antik mezarlık) bulunduğu tepecikte 1937 yılında bulundu. Lahitin uzun yüzüne kabartma olarak, öküz başlarının (Bucranium) taşıdığı çelenklerin işlendiği görülür. Lahitin alt kısmına ise çeşitli hayvanlar; domuz, aslan, kartal ve balıkçı kuşları resmedilmiş. Bahçede yer alan eserlerin bir kısmını da adak yazıtları (Bomoslar) oluşturur. Bunlar, Prusias kenti için iyi şeyler yapmış önemli kişileri onurlandırma veya ölülerin arkasından onları şereflendirmek için dikilmiş övgü yazıtları olarak tespit edildi.

Arkeoloji Salonu
Arkeoloji Salonu’ndaki eserler Neolitik, Eski Tunç, Helenistik ve Roma dönemlerine tarihleniyor. Pişmiş toprak, bronz ve cam eserlerin değişik fonksiyon ve türdeki örneklerini burada görmek mümkün. Aynı salonda Konuralp yakınlarındaki Çavuşlar Köyü'nden çıkarılan mezar buluntuları da sergileniyor.

Etnografya Salonu
Etnografya Salonu’nda yakın geçmişimize ait 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı kültürüne ait kıyafet, ev eşyası ve silahlardan oluşan eserler sergileniyor.

Taş Eserler Salonu
Taş Eserler Salonu’nda Prusias kentine ait olan ve Konuralp'te çıkarılan, mermerden yapılmış çeşitli heykel ve mimari parçalar sergileniyor.

Sikke Bölümü
Sikke Bölümü’nde Grek şehirleri, Roma imparatorları ve Osmanlı padişahlarına ait altın, gümüş ve bronz sikkeler kronolojik sıra ile görülebilir

Kentin Roma İmparatorluk dönemi sikke basımı ilk kez Vespasianus (İ.S.69-79) döneminde başlar. Kentte basılmış sikkelerin büyük bir kısmı bronzdur. Antoninus, Pius ve Septimius, Severus dönemlerindeki sikke basımının artmış olması ise ekonomik açıdan parlak bir dönem yaşandığını gösteriyor. Sikke basımının M.S. 3. yüzyıla kadar devam ettiği, Gallienus döneminden sonra sikke basılmadığı tespit edilmiş durumda. Sikkelerin ön yüzlerinde genellikle imparator ve imparatoriçelerin portreleri betimlenirken, arka yüzlerinde sunak, topuz, yay ve sadak, yay, ok ve sadak, yıldızlı hilal, ateş sunağı, urne, yılanlı vazo gibi semboller kullanılmış. Bu sembollerin yanı sıra çeşitli hayvan figürleri, ayakta veya oturur biçimde betimlenmiş tanrı ve tanrıça figürleri, tasvir edilen şehrin mimari yapıları da dikkat çekiyor.

ROMA KÖPRÜSÜ
M.Ö. 74 yılında Roma İmparatorluğu idaresinde olan Konuralp’de, 3 kemerli ve 10 metre boyunda Roma Köprüsü bulunuyor. Türkiyenin ayakta kalmış en sağlam Roma dönemi köprülerinden en sağlam durumda olanı Konuralp Roma köprüsüdür. Restorasyon çalışmaları Karayolları tarihi köprüler birliği tarafından projelendirilmiş kurul onayının akabinde Restorasyon uygulama çalışmaları devam edecektir.

SU KEMERLERİ
Su kemerleri, bugün Kemerkasım Köyü olarak bilinen yerden, Konuralp (Prusias ad Hypium) antik kentine su taşımak amacıyla inşa edilmiş. Günümüze kalan izlerini ise Konuralp’te Antik Tiyatronun üst kısmında mahalle içinde, bir kısmını da Kemerkasım Köyü’nde görmek mümkün.

Kentin su sistemime ait aquaduct (su kemerleri) kalıntıları, suyun kente uzak bir mesafeden taşındığını kanıtlar nitelikte. Kaynaklara göre su kemerlerinin yapımı için, M.S. 3. yüzyılda kentin aristokratlarından Gavinius Sacerdos yardımda bulunmuş. M.S. 2. yüzyılın başlarında ise P. Domitius Iulianus kente su getirilmesi için maddi destek sağlamış.

Konuralp Beldesi akropolünde bulunan su kemerlerinden bugüne 11 ayak kalmış bulunuyor. Prusias’da bir yazıttan yola çıkılarak kentte bir stadiumun varlığı ise belgelenmiş durumda ancak bu yapının kent planındaki yeri bilinmiyor.

Prusias’da gymnasium yapısının varlığı da yine yazıtlarla kanıtlı. Ancak, yapının yeri ve planı hakkında bilimsel çalışmalar henüz yapılmış değil. Ayrıca yazıtlarda bir agoradan da söz ediliyor ve agoranın inşası ve onarımı için parasal katkıda bulunan kişiler olduğu belirtiliyor.

Prusia’da varlığı bilinen, ancak planı ve yeri tespit edilemeyen kamu yapılarından bir diğeri de hamam. Prusias’lı M. Iulius Cabinius Sacerdos’un oğlu için dikilen onur yazıtında kentteki Domitius hamamından söz ediliyor.

SURLAR
M.S. 253-268 yıllarında İmparator Gallienus zamanına ait sikkelerde, Prusias-ad-Hypium'un iki kuleli şehir kapısının tasviri görülür. Bizans çağı surlarının 200 metrelik bir kısmı hala ayaktadır. Bu surlar, Akçakoca Yolu kenarında, Antik köprünün bulunduğu yerin tam karşısından başlayarak Hamam Sokağı’na kadar devam ediyor. Evlerin bahçelerinde kalan surların bir kısmı bugün kimi yerde evlerin temelini kimi yerde de bahçe duvarlarını oluşturuyor.

İmparator Gallienus dönemi Prusias kent sikkesi (İ.S 353-368) betimlerinde görülen kentin ana kapısını günümüzde toprak üstünde tespit etmek mümkün değil. Bu kapı büyük olasılıkla güneydeki ovadan kente ulaşan yolun sonunda bulunuyor.

Günümüzde sur duvarları, Akçakoca yolu kenarında, antik köprünün bulunduğu yerin karşısından başlayarak Hamam sokağına kadar devam ediyor. Evlerin bahçelerinde kalan surların bir kısmı bugün evlerin temeli veya bahçe duvarları içerisinde yer alıyor. Mevcut sur kalıntılarının yaklaşık 200 metre kadarı ise korunmuş durumda. Bu duvarların örgüsünde çok sayıda devşirme malzeme ve yazıtlı taşlar görülür.

Kentin savunma duvarı kalıntılarından bir diğeri de Düzce’den gelen ana yolun yakınlarında tiyatroya uzanan dar bir yol üzerinde yer alıyor: ‘Atlı kapı’ adı ile anılan bu kapının yerel kalker malzemeden yapılmış büyük bir lentosu bulunuyor.

Üzerinde at tasviri ve Grekçe bir yazıt bulunan bu lento, bir Prusias’lının annesine yaptırdığı mezar steli. Kapıdan itibaren güneydoğu yönünde uzanan sur duvarı kare planlı bir kuleye bağlanır.

Sur kalıntılarının, Goth akınlarına karşın alınmış önlemlerin bir parçası olduğu tahmin ediliyor. Kentin kurulduğu yamacın yüksek bölgelerinde Osmanlı dönemine tarihlenen surlar da yer alıyor.

ATLI KAPI
Şehir merkezinin güneyinde; Düzce’den gelen ana caddenin sağında Antik tiyatroya uzanan dar bir yol üzerinde bulunan ve “Atlı Kapı” adı ile anılan bir kapı bulunuyor. Sokağa da adını veren Atlı Kapı’nın ikinci defa kullanılmış olan mahal taştan büyük bir lentosu bulunuyor. Üzerinde at tasviri ve Yunanca bir kitabe bulunan taşın, bir Prusias vatandaşı tarafından annesine mezar kitabesi olarak yapıldığı sanılıyor. Surlar buradan itibaren bir süre daha güneydoğu istikametine doğru devam ediyor ve kare şeklinde bir kule ile son buluyor. Kale duvarları, bir biri üzerine konan kitabeli sunaklar, kaideler, tiyatroya ait oturma kademeleri ve büyük bloklarla yapılmış. Bizans dönemine ait olan surların büyük bir kısmı yarı yarıya toprak altında kalmış. Toprak üstünde bulunanlar ise ya evlere temel taşı olarak ya da bahçe duvarı gibi çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Diğer tarafta şehrin yüksek kısmında, akropolde, Osmanlı dönemine ait surlar bulunuyor.


TÜRBELER
Düzce’ye bağlı Konuralp'de 1323 yılında şehri Bizanslılardan alan Konuralp Bey’in türbesi yer alıyor. Bugün yeni bir yapı gibi görünen türbenin içinde üç mezardan birinin de Konuralp Bey’İn yakınlarından Ali Hamza’ya ait olduğu biliniyor.


KAZILAR
Prusias Ad Hypium Antik Kenti ile Konuralp’in Tarihi Gün Yüzüne Çıkıyor Düzce Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Konuralp Müzesi Müdürlüğü Başkanlığında ve Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ile gerçekleştirilen, bölgedeki ilk bilimsel arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Konuralp Antik Tiyatro; Doğu Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinde, Helenistik ve Roma Döneminde yapılmış ve bugüne kadar ayakta kalabilmiş tümlenebilir ve turizme kazandırılabilir tek örnek olması bakımından anıtsal nitelikte olma özelliği taşıyor. Antik Tiyatro Helenistik çağda yapılmış, Roma dönemindeki eklemeleri ile günümüze kadar gelmiştir. Halk arasında 40 Basamaklar olarak bilinen tiyatro, M.S. 1. yüzyıla kadar yöreye hakim olan Prusias Krallığı döneminin sanatsal zenginliğini gösteren en canlı eserler arasındadır. Kazı çalışmaları ile Antik Tiyatronun gün yüzüne çıkmamış olan orkestra ve sahne binasının tiyatro planı mimarlar tarafından çizilerek belgelendirilecek ve harita mühendisleri tarafından bölgenin topografik haritası hazırlanacak. Tiyatronun orkestra bölümünde sondaj çalışmaları ile tarihsel analizi tespit edilerek oturma alanları ile sahne binasının mümkün olduğunca gün yüzüne çıkartılması ve bulunan blokların restorasyon çalışmalarında kullanılması planlanıyor.

TARİHİ TESCİLLİ YAPILAR
Tarihin içerisinde yolculuk yapılabilen ender yerleşim alanlarından birisi olan Konuralp’te 46 adet tescilli yapı bulunuyor. Bunlar; cami, müze, anıtsal Roma köprüsü ve 41 adet şahsa ait tescilli konuttan oluşuyor.

Antik tiyatroya giden sokaklarda bulunan evler; hem Atlı Kapı'yla hem de yeni kent meydanıyla ilintili olması açısından önemli konumlarda yer alıyor. Bu evler; genellikle 2-3 katlı, giyotin pencereli kagir taş duvar üzerine ahşap karkas olarak inşa edilmiş yapılardır.

TEPECİK MEVKİİ
Düzce ili, Merkez ilçe, (Konuralp) Şehit Hüseyin Kıl Mahallesi Tepecik mevkiinde bulunan üç tepecik Roma döneminde Prusias ad Hypium Antik kentinin nekropol alanıdır. Düzce Konuralp Müzesi Müdürlüğünde sergilenen M.S I. yy’a tarihlenen bucranion, asma ve rozet betimlemeleri girlandlı lahit, giyimli Roma Dönemi heykeli ile yüzeyde monolite sütün parçası blok taşlar, mezar tuğlaları, seramik parçaları gibi buluntular, buradan çıkarılmıştır. Tepecik nekropolünün yüzölçümü 173696,92 m2’dir.